BM’nin (Birleşmiş Milletler) 2030 yılına kadar ulaşmayı amaçladığı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, temel olarak yoksulluğu sona erdirmeyi, iklim krizine karşı önlem almayı, adil paylaşımı ve barışı korumayı hedefleyen bir eylem çağrısı. 

Son yıllarda pek çok alanda kullanımı artan mekânsal veri analizi, iklim değişikliği, tarım, ekonomik sürdürülebilirlik gibi çeşitli konulardaki evrensel dinamikleri görmek için son derece önemli.

2015 yılında BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen “İstediğimiz Gelecek ve Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi” dahil olmak üzere çeşitli BM yayınlarında güvenilir mekânsal veriler toplamanın öneminin altı çiziliyor. BM ortaklık kurduğu çeşitli inisiyatiflerden de görüleceği gibi küresel sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmek için mekânsal veri kullanımını öncelemiş durumda.

BM’nin mekânsal veri vurgusunun bir nedeni, çoğu ülkenin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine erişmek için mekânsal verilere, daha da önemlisi bu verileri toplamak için kaynaklara erişimin olmaması. Bu sorunları düzeltmek içinse bu konuda bilgi üretimi ve paylaşımının artırılması gerekiyor. 

Biz de bu yazıda mekânsal verinin BM’nin sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda nasıl kullanılabileceğini anlatacağız.

Haritalama

Coğrafi veri denince akla ilk olarak harita geliyor. Görselliğe dayalı özelliğiyle mekânsal verinin en yaygın olarak işlendiği yöntem haritalama diyebiliriz. Haritalama ve coğrafi bilgi sistemlerine (CBS) dayanan alternatif yöntemler, dünyada çeşitli konularda acil müdahale gerektiren kritik bölgelerin belirlenmesi ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılacak planın çizilmesi için temel araçlar.

Haritalama yöntemi, sürdürülebilir kalkınma hedefleri için çeşitli şekillerde kullanılabilir. 

Örneğin, yoksulluk, yetersiz beslenme gibi indikatörlerin haritaya dökülmesi. Çünkü bu indikatörleri ölçen geleneksel yöntemler nüfus sayımı verilerine dayanıyor. Ancak nüfus sayımını sürekli güncel tutmak imkansıza yakın.

Ayrıca bazı ülkelerde nüfus sayımları verisi erişilebilir değil. Bu yüzden uydudan toplanan veri ile yapılan haritalama böyle önemli indikatörlerdeki eksiklikleri dünya çapında kolayca gideriyor.

Yine mekânsal veriye dayanan yoksulluk haritaları, bir ülke içindeki eşitsizlik hakkında detaylı bilgi sağlıyor. Yoksulluğun kaldırılmasını içeren birinci sürdürülebilir kalkınma hedefindeki bazı göstergelerle ilgili mekânsal eşitsizlikleri ortaya çıkarıyor. 

Hem ülke içi hem de ülkeler arasındaki eşitsizlikleri azaltmayı amaçlayan etkili politikaların geliştirilmesi ve nihayetinde hedeflere doğru ilerleyebilmeyi sağlıyor.

mekansal veri AB sürdürülebilirlik

Yeryüzü Gözlemi ve Projeksiyon

Yeryüzü gözlemi, dünya yüzeyinin uzaydan gözlemlenmesini ve bu gerçek zamanlı verinin görselleştirilmesini sağlıyor. Böylece elde edilen veriler tüm gezegen ölçeğinde olduğu için her yerde eşit ve sınırsız. 

Bu yöntemin avantajları saymakla bitmiyor: gözlemler düzenli ve yıllar boyunca tekrarlanıp kaydedilebiliyor ve erişilemeyen alanları izlemek için uygun maliyetli bir araç.

Bu gözlem türüyle gözlemi sürdürülebilirlik hedeflerinin çoğu için temel bir veri kaynağı. Örneğin uydu teknolojisi yerküredeki iklim değişikliğinden kaynaklı kuraklık, su havzası değişikliği gibi sorunları gösterebiliyor. Bu gözlemler on üçüncü sürdürülebilirlik hedef olan “İklim Eylemi” için kritik.

Çözüm üretimi yolunda ikinci adım ise yeryüzü gözlemini baz alan yakın geleceğe dair projeksiyonlar. Örneğin, tarımsal verim projeksiyonu açlığı önlemek için kullanılabilecek iyi bir yöntem. Projeksiyon yöntemi ayrıca tarım verimi ve talep hakkında eş zamanlı veri sağlayarak ikinci hedef olan “Sıfır Açlık”a ulaşılmasına katkıda bulunuyor. 

Yeryüzü gözlemi sayesinde bir bölgedeki yetersiz beslenme sorunu hakkında bilgi sahibi olmak ve projeksiyonlarla gelecekteki tarımsal üretimi ve su miktarını tahmin etmek geç kalmadan harekete geçmeyi sağlıyor. Örneğin, hassas tarımda uydu teknolojisi sayesinde yönetilen insansız hava araçlarının kullanılması, sürdürülebilir tarım üretimini destekliyor.

Politika Değerlendirme ve Geliştirme

Mekânsal veriler sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için somut adımlar atmanın yanında bu adımlara giden yolu da değerlendirmek için gerekli araçlardan biri. Yürürlükte olan bir sürdürülebilirlik politikasının esas hedefe ulaşmakta ne kadar etkili olduğunu görmek için mekânsal veri analizleri kullanılıyor.

 Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin çoğunun birbiriyle bağlantılı olduğunu düşünürsek mekânsal verilerin analizi karmaşık ilişkileri görmeyi sağlıyor.

Mekânsal veriler öncelikli olarak coğrafi yöntemlere dayanmayan araştırma biçimlerini de destekliyor. Örneğin, yeşil alanların ve doğal kaynakların kullanımı, okuryazarlık, kayıt altına alınan şiddet vakaları, sera gazı emisyonları gibi coğrafi yöntemlere dayalı yapılan ölçüm ve analizler, bir bölge ile ilgili ön araştırma yapan bir araştırmacıya yardımcı olabilir. 

Eğer araştırmacının anket hazırlaması gerekiyorsa bu coğrafi verileri okuyabilmesi araştırmanın etkinliğini artırıyor. 

Sonuç Olarak

Mekânsal veri analizine dayalı yöntemler, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik politika üretmek ve bu politikaların etkilerini değerlendirmek için kritik önem taşıyor. Mekânsal veri analizinin etkili politikaya dönüşmesi için çeşitli aktörlerin iş birliğini içeren bir karar alma süreci ile tamamlanması şart.

Girişte bahsettiğimiz gibi mekânsal veri toplama ve analiz sürecinin ideal senaryoda küresel ölçekte uygulanabilir olması gerekiyor. Bu nedenle yerel topluluk ve ülke düzeyinde sistematik mekânsal veri toplamaya çalışan organizasyonlar uluslararası iş birliği ile desteklenmeli. Veri toplama ve analiz süreci zamanla tüm ülkeler için standartlaştırılmalı. Böylece sürdürülebilirlik yolunda somut adımlar atılabilir.