Covid-19 sürecinin bize öğrettiği en önemli şeylerden biri öngörülemeyen koşullara hazırlıklı olmak gerektiği oldu. Tüm dünya, 2020 yılından beri yeni bir akışa uyum sağladı. İş dünyası da bu süreçte büyük bir dönüşüm yaşadı.

Öngörülemeyen koşullarda şirketler, hayatta kalmak için farklı yollar keşfetmek zorunda kaldı. Kaynak yönetimi, şirketlerin sürdürülebilirliğini belirleyen konulardan biri olarak daha da önem kazandı.

Bugün, pandeminin ikinci yılı da geride kalmak üzereyken toplumsal ve çevresel etkenler yeni öngörülemeyen koşullar yaratabilir. Artık biliyoruz ki, öngörülemeyen koşullar karşısında daha somut adımlar atmak ve iş akış süreçlerini bu koşullara göre yönetmek gerekiyor. 

Kaynak yönetiminde sürdürülebilirlik nedir?

Kaynak yönetimi, iş süreçlerine dahil olan kişileri, bütçeyi ve teknolojiyi planlama, organize etme ve uygulamayı kapsar. Kurumsal değeri elde etmek için gerekli kaynakların farklı koşullarda da tahsis edilebilmesi kaynak yönetiminin sürdürülebilir olması anlamına gelir. Doğru kaynak yönetimi, doğru zamanda doğru adımların atılmasını gerektirir.

Kaynak yönetiminin sürdürülebilir olması, şirketlerin gelir – gider dengesini kurmasını sağlar. Dönemsel öngörülemeyen koşullar ne kadar sert olursa olsun şirketler bu koşullara adapte olabilir. Sürdürülebilir kaynak yönetimi, şirketlerin sürdürülebilir olmasına yardımcı olur.

yapay zeka ve veri analitiği

Öngörülemeyen koşullarda yapay zeka ve veri analitiği

Öngörülemeyen koşullar, doğası gereği hayatı hesapta olmayan bir ortama sürükler. Ancak bu durum, her zaman göründüğü kadar belirsiz olmak zorunda değil. Yapay zeka ve veri analitiği, bu noktada önemli bir rol oynar. 

Yapay zeka, şirketlere geleneksel yöntemlerle elde edilemeyecek şekilde hızlı ve net analiz yeteneği kazandırır. Böylece şirketler, faaliyet gösterdikleri sektörlerde ve bölgelerde yaşanan değişime dair hızla içgörü elde ederek kriz yönetimini güçlendirebilir. Somut bilgilere dayanan analizlerle, beklenmedik koşullarda değişen hedef kitle davranışına göre kaynaklarını güncelleyebilirler.

Yapay zeka ve veri analitiği, sürekli değişen hallerde verinin sürekli değerlendirilmesini mümkün hale getirir. Böylece şirketler şu sorulara hızlı ve net yanıtlar bulabilir:

* Hangi bölgelerde hangi ürün ve hizmetler daha az ilgi görmeye başladı?

* Hangi kaynakların elde edilmesi ve elde tutulması zorlaşıyor?

* Hangi bölgelerde satış oranları hala yüksek?

* Yeni koşullarda ürün ve hizmetlerin hangi özellikleri daha fazla önem kazanıyor?

* Hedef kitlenin hangi segmenti satın almaya daha eğimli?

Bu sorulara verilecek yanıtlar sayesinde şirketler, insan kaynakları, üretim ve pazarlama çalışmalarını yeniden yapılandırabilir.

Veri analitiği ile atılabilecek somut adımlara örnekler

Öngörülemeyen koşullarda şirketlerin iş akışlarını değiştirmeleri ve koşullara uyum sağlamaları hayatta kalmalarını sağlar. Bunun için yapay zekayı kullanarak elde edilecek bilgi ile farklı kaynaklar, daha etkili yönetilebilir.

Öngörülemeyen koşullarda insan kaynakları

İnsan kaynakları, sürdürülebilirliğin en önemli bileşenlerinden biri. İş akışının sorunsuz devam etmesi için, şirket yöneticilerinin yeni koşullarda çalışanların ihtiyaç ve beklentilerini keşfetmesi gerekiyor. 

Çalışanların ofisten mi yoksa evden mi çalışacağı, görevlerini yerine getirmek için hangi teknolojilere ihtiyaç duyduğu, kişisel olarak nelere ihtiyaç duydukları konularında yalnızca gözlem yoluyla adım atmak sürdürülebilir olmayabilir. Bunun yerine gerçek verilere dayanarak insan kaynaklarının yönetilmesi gerekiyor.

Öngörülemeyen koşullarda hammadde kaynakları

Veri analitiği, üretim süreci için gerekli kaynaklarla ilgili önemli bir bilgi kaynağına dönüşüyor. Bu konuda cevaplanması gereken öncelikli sorular, 

– üretim miktarının nasıl değişmesi gerektiği ve 

– hammadde piyasasında nasıl değişiklikler yaşandığı. 

Satışların azalıp azalmayacağına dair tahminlemeler sayesinde yapılacak somut analizler, şirketlerin hangi ürün ve hizmetleri üretmeye devam edip hangilerini durduracakları ya da azaltacakları konusunda yol gösteriyor. Bunun için hedef kitle analizi, pazar analizi ve mekansal analizleri düzenli olarak tekrarlamakta fayda var. Çünkü öngörülemeyen koşullar kendi içinde dönüşmeye devam edebilir.

Diğer yandan kritik hale gelen hammadde pazarları varsa, bu konuda proaktif davranmak, üretimin sürdürülebilirliği için belirleyici rol oynuyor.

Öngörülemeyen koşullarda bütçe yönetimi

Hedef kitlenin değişen davranışları tüm süreçleri etkileyen bir unsur. Öngörülemeyen koşullarda, hedef kitle davranışı da öngörülemeyen şekilde değişir. Bu dönüşümü en hızlı şekilde değerlendirmek ve somut verilere ulaşmak, bütçe yönetimi için size yol gösterecek.

Bu yazı da ilginizi çekebilir: Hedef Kitlenin Değişen Talep ve Beklentileri Öngörülebilir Mi?

Bu süreçte, bütçenizi hedef kitlenin daha fazla ilgi gösterdiği ürün ve hizmetlerin üretimine, teslimatına ve pazarlamasına ayırmanız gerekir. Belirsiz bir dönemde, dönüşüm oranı yüksek olmayan bir sürece yatırım yapmak uzun vadede mali kaynaklarınızı riske atabilir.

Pazarlama alanındaki bütçe yatırımlarını tamamen kesmek yerine, doğru hedef kitleye doğru ürün özellikleriyle pazarlama yaparak şirketinizin öngörülemeyen koşullarda hayatta kalmasını sağlayabilirsiniz.

Beklenmedik koşullar, şirketlerinizi belirsiz bir sürece sürüklemek yerine yalnızca iş yapma biçimlerinizi değiştirmenizi gerektirebilir. Bunun için alışkın olmadığınız süreçlere adapte olmak için ön hazırlıklarınızı yapın. 

Hangi analizlere öncelik vereceğinizi, şirketiniz için hayati önem taşıyan kalemlerin hangileri olduğunu belirleyin. Riskli dönemlerde yapay zeka ve veri analitiği ile somut bilgiye ulaşmak ve doğru adımları atmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz